Rusya Federasyonu Türkiye Büyükelçiliği
Tel.: +90-312-439-21-83 ( 9:00 - 12:00 )
/

Büyükelçi Aleksei Erkhov Hürriyet gazetesi’ne demeç verdi

31.10.2022

  31 Ekim tarihinde Hürriyet Gazetesi, Büyükelçi Aleksei Erkhov ile Rus – Türk ikili işbirliği konuları ile bölgesel gündemdeki meseleler hakkında röportaj yayınladı.

Demecin tam metni:

Rus Büyükelçi: Türk liderliğinin, Türk iş dünyasının ve Türk halkının ülkenin stratejik çıkarlarının nerede olduğunu belirlemesi gerekir.


Tahıl Koridoru” Anlaşmasının süresi gelecek ay doluyor. Rusya, bu anlaşmanın uzatılmasına sıcak bakıyor mu? Ukrayna tahılının dünyaya adil ve eşit bir şekilde gönderildiğini düşünüyor musunuz?


Özellikle “Ukrayna tahılına” gösterdiğiniz ilgi dikkate değerdir. Peki Rus tahılı ilginizi çekmiyor mu? Onun kaderi hakkında kimse sual etmiyor. Sorsalar iyi olur, çünkü Rusya’nın tahıl potansiyeli, bu yılın rekor hasadı göz önüne alınırsa, Ukraynalı komşularımızın ihracat imkanlarını ciddi bir şekide aşmaktadır. Acaba mesele, Ukrayna tarım sektörünün lehtarları ile ilgili olabilir mi?


Anlaşmanın uzatılması konusuna gelince, anlamak gerekir ki, bu yılın 22 Temmuz tarihinde İstanbul’da akdedilen, Ukrayna gıda malzemelerinin ihracatı konusundaki "Karadeniz girişimi" denilen anlaşmalar ve Rusya-BM arasındaki bizim tarım ürünlerinin ve gübrelerin ihracatını normalleşme muhtırası, paket halinde akdedildi ve birbirine bağlı olarak yerine getirilmelidir. Ukrayna kısmı hemen gerçekleştirilmeye başlandı ve bugün itibarıyla şu ana kadar Ukrayna’dan 8,5 milyon ton gıda ihraç edilmiştir. Fakat Rusya-BM Muhtırasının uygulanmasında bu kadar düzenli hareket edilmemektedir. Tabii ki, belli miktarlarda gıdayı dış piyasalara gönderiyoruz (Türkiye de dahil). Fakat bu, büyük oranda kendi imkanlarımız sayesinde gerçekleşmektedir. Bu sektörde ana finans kuruluşu olan “Rosselhozbank”ın SWIFT sisteminden ihraç edildiği koşullarda teslim edilen malların ödemelerini alamıyoruz. Ayrıca Avrupa ülkeleri üzerinden Rus gübrelerinin ihracatı önündeki engeller kalkmamıştır. Avrupa yaptırımlarının 8. paketine Rusya Deniz Sicili dahil edilmiş olup bundan dolayı pratikte gemilerimizin Avrupa limanlarına girmesi yasaklanmıştır. Yüklerimize ve taşıyıcıların sorumluluğuna ilişkin sigorta yapılmamasıyla ilgili problem devam etmektedir.


“Tahıl anlaşması” kapsamında kargoların dağılım adaleti ilginizi çekiyorsa, bunların başlıca alıcılarının (%51) gelişmiş ülkeler olduğunu (Avrupa Birliği, Büyük Britanya, İsrail ve Güney Kore). En muhtaç Afrika ülkelerinin (Somali, Etopya, Yemen ve Sudan) payı ise %3. Böyle bir dağılımın adil olup olmadığını onlara da sorun.


Rusya’ya gelince, ortaya çıkan koşullarda “Karadeniz girişimi”ne ve süresinin uzatılmasına nasıl bakabiliriz?


Türkiye ve Rusya birçok alanda işbirliği yapıyor. Savunma sanayi de bu alanlardan biri. Bu kapsamda ikinci S-400 anlaşmasında son durum nedir? Türkiye ve Rusya savaş uçakları konusunda da işbirliği yapabilir mi?


Askeri teknik işbirliğimizle ilgili meseleleri mülakatlarımda hiç yorumlamıyorum. Ne dersem, her şey kolay bir şekilde hem ülkemin, hem ülkenizin aleyhine kullanılabilir, bunu anlamanızı rica ediyorum. Bunun için susarsam daha iyi olur.


Rus basını, Moskva’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) temsilcilik açacağını ve direk uçuşlar başlayacağını duyurdu. Bu konu, Rusya için ne anlam ifade ediyor, Rusya ve KKTC ilişkileri geliştirilebilir mi?


Sizi temin ederim ki, Kıbrıs çözümü konusundaki resmi tutumumuz eskiden olduğu gibidir. Rusya, tüm tarafların kabul edeceği, sürdürülebilir ve adil, bilindik uluslararası hukuk çerçeveleri dahilinde, BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarında tespit edilmiş çözümden yanadır. Net bir şekilde kabul ediyoruz ki, bu nihai çözüm Kıbrıs’ın Rum ve Türk toplulukları tarafından bulunmalıdır.


ABD’nin yanı sıra AB’nin de Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda “Türkiye’yi sıkıştırmaya” çalıştığı yönünde haberler çıkıyor? Sizce Türkiye, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılır mı?


Evet, çok sayıda bu tür haber var. Amerikalıların Türk iş dünyasına ve derneklerine gönderdiği "spam mesajları" bile var. Bu baskı ve utanmazca bir şantaj değilse, o zaman ben baskı nedir bilmiyorum. Türkiye'nin niyetine gelirsek, bu bana yöneltilecek bir soru değil, bu soruyu Türk liderliğine, Türk iş dünyasına ve Türk halkına yöneltmek lazım. Ülkenin stratejik çıkarlarının nerede olduğunu, neyin Türkiye’nin çıkarına olacağını ve neyin olmayacağını bizzat onların belirlemesi gerekir. Bize gelince, Türkiye ile birlikte son dönemde halklarımızın yüksek memnuniyeti ve temel çıkarları doğrultusunda yürüdüğümüz yolda ilerlemeye hazırız.


Rusya ise Ukrayna’nın “kirli bomba” kullanma hazırlığında olduğunu, Batı ise Rusya’nın “nükleer silah” kullanacağını ileri sürüyor. bu iddialar ve polemiklere yorumuz nedir?


Elde ettiğimiz bilgilere göre Ukrayna liderliği, Batılı ülkelerin desteğiyle, bundan Rusya'yı sorumlu tutmak için Kiev'in kontrolündeki topraklarda “kirli bomba” kullanacağı bir provokasyon hazırlıyor. Bu senaryo ciddi endişelere yol açıyor, hele de Kiev rejimi, bu tür radyolojik patlayıcılar üretmek için gerekli teknolojik üretim imkanlarına sahip iken. Daha da endişe verici olanı, Kiev'in ve Batı'nın bu konu etrafında başlattığı propagandist "yaygara".


Ukrayna'nın “kirli bomba” kullanmasını nükleer terör eylemi olarak değerlendireceğiz. Bir radyolojik patlayıcının patlaması, kaçınılmaz olarak, birkaç bin metrekareye kadar uzanan bir alanda radyoaktif kontaminasyona ve bulaşmaya yol açacaktır. Ukraynalı sabotajcılar tarafından mevcut nükleer santrallerde provokasyonların düzenlenmesi daha da tehlikeli olabilir.


Ülkemiz aleyhinde başlatılan histeri koşullarında, Rusya'nın eskiden Ukrayna'da nükleer silah kullanma niyetinde olmadığı gibi şimdi de bu niyette olmadığını bir kez daha hatırlatmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Ülke yönetimimizden ve savunma bakanlığımızın yönetiminden hiç kimse, hiçbir yerde ve hiçbir zaman bu tür silahları kullanma olasılığından bahsetmemiştir.


Ankara ve Şam arasındaki temaslar şu anda istihbari düzeyde. Türkiye ve Suriye arasındaki bu temasların daha üst düzeyde yapılması gerektiğini düşünüyor musunuz? Ankara ve Şam normalleşirse, bunun Türkiye’ye kazanımları ne olur?


Tabii ki istihbarat düzeyinde olup bitenler hakkında değerlendirme yapmak zor, ama on yılı aşkın bir süredir yaşadığım Türkiye'ye karşı ve üç yıl geçirdiğim Suriye'ye karşı en samimi duyguları besleyen ve her iki ülke halklarına en derin saygı duyan biri olarak, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesinin, Suriye krizinin gerçek siyasi çözümüne yönelik ortak çalışmanın bu iki ülkenin çıkarlarını en iyi şekilde karşılayacağını inanıyorum. Türkiye de dahil olmak üzere, herkes uzun süredir acı çeken bu topraklarda barış ve istikrarın tesis edilmesinden kazançlı çıkacak. Mülteciler nihayet ocaklarına dönmüş olacak ve Türkiye-Suriye sınırı, her iki ülkenin da özlediği, sakin ve karşılıklı yarar sağlayan bir işbirliği bölgesi haline gelecek.